Fotoğrafın Atatürk’ün Balıkesir’de Zağnos Paşa Camii’nde Verdiği Hutbe Sırasında Çekildiği İddiası Asılsız
Mustafa Kemal Atatürk’ün 7 Şubat 1923’de Balıkesir’deki Zağnos Paşa Cami’nde verdiği hutbe sırasında çekildiği öne sürülen fotoğraf montaj ürünüdür. Söz konusu görsel, Hafız Sadettin Kaynak’ın bir fotoğrafının yüz bölümüne Atatürk’ün mareşal kıyafetli bir portresinden ekleme yapılarak oluşturulmuş.
“Atatürk’ün 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir’de Zağnos Paşa Cami’nde verdiği hutbe sırasındaki fotoğrafı” ya da “Atatürk’ün imam kılığındaki fotoğrafı” notuyla sosyal medyada paylaşılan aşağıdaki fotoğraf montaj ürünüdür.

Yukarıdaki montaj fotoğraf oluşturulurken, Hafız Sadettin Kaynak’a ait aşağıdaki fotoğraftan istifade etmişler…
Sadettin Kaynak‘ın 10 yaşındayken Kur’an-ı Kerim’i ezberlediği biliniyor. Besteci ve ses sanatçısı olan Kaynak, “Muhabbet Bağına Girdim”, “Çile Bülbülüm Çile”, “Ağla Gözlerim Ağla” ve “Telli Turnam” gibi ünlü parçaların bestesini yapmıştır..

Sadettin Kaynak’a ait yukarıdaki fotoğrafın yüz bölümüne, Atatürk’ün mareşal kıyafetiyle poz verdiği aşağıdaki resmin yüz bölümü eklenmiş.

Bahse konu görselin montajlandığı aşağıdaki karşılaştırmalı görsel üzerinden daha iyi anlaşılabilir.

“Balıkesir Hutbesi” olarak bilinen Atatürk’ün 7 Şubat 1923 Çarşamba günü öğleyin Balıkesir’deki Zağnos Paşa Camii’nde okunan mevlidden sonra minberden yaptığı konuşma şöyledir:
Ey millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz efendimiz, Cenab-ı Hak tarafından insanlara hakayık-ı diniyyeyi tebliğe memur ve resul olmuştur. Kanun-ı esâsîsi, cümlemizce malumdur ki, Kur’an-ı azimüşşandaki nusûstur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen tevâfuk ve tetâbuk ediyor. Eğer akla, mantığa ve hakikate tevâfuk etmemiş olsaydı, bununla diğer kavânîn-i tabiiyye-ı ilahiyye beyninde tezat olması icab ederdi. Çünkü bilcümle kavânîn-ı kevniyyeyi yapan Cenab-ı Hak’tır.
Arkadaşlar; Cenab-ı peygamber mesaisinde iki dâra, iki haneye malik bulunuyordu. Biri kendi hanesi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet işlerini, Allah’ın evinde yapardı. Hazreti peygamberin isr-i mübarekelerine iktifaen bu dakikada milletimize; milletimizin hal ve istikbaline ait husûsâtı görüşmek maksadıyla bu dâr-ı kutsîde Allah’ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna mazhar eden Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nâil olacağımı ümit ediyorum. Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapmak lazım geldiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihni başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.
İşte biz de burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için, bilhassa hâkimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerini anlamak istiyorum. Âmâl-ı milliye, irade-i milliye yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bilumum efrâd-ı milletin arzularının, emellerinin muhassalasından ibarettir.
Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
* Görseller MustafaKemalim.com‘dan derlenmiştir