Birçok tarihçi ve teolog, 1094-1148 yılları arasında yaşamış İrlandalı Aziz Malachy’e atfedilen kehanetlerin 16. yüzyılda uydurulduğunu düşünmektedir
Geçmişte, Nostradamus‘a ve Baba Vanga‘ya atfedilen kehanetlere değinmiş, El Serhendi Efendi’nin 1500’lü yıllarda kaleme aldığı kitabında 27 Mart 2022 tarihinde İstanbul’da büyük bir deprem meydana geleceğini tahmin ettiği iddiasını incelemiş ve “Teksaslı keskin nişancı yanılgısı” kavramını açıklamıştık. Bugün ise “Aziz Malaki kehaneti”ne odaklanacağız.
Latin Amerika’dan Katolik Kilisesi’nin başına geçen ilk kişi olan Papa Francesco 21 Nisan 2025 günü 88 yaşında öldü.
Dünya çapında 1,2 milyar mensuba sahip Katolik Kilisesi’nin 2013 – 2025 yılları arasındaki ruhanî lideri ve Vatikan’ın devlet başkanı olan Papa Francesco’nun ölümünün ardından 1094-1148 yılları arasında yaşayan İrlandalı bir başpiskoposa atfedilen kehanet gündeme geldi.

Görsel: Evandro Inetti / ZUMA Wire
İrlanda’da kilise reformlarının öncüsü olmuş ve Katolik Kilisesi tarafından aziz ilan edilmiş Aziz Malachy’nin 12. yüzyılda kaleme aldığı kehanetleri arasında 112. Papa’nın ölümü kıyametin kopmasına sebep olacağını aktardığı ileri sürüldü.
Sputnik Türkiye (@sputnik_TR):
“PAPA FRANCİS ÖLDÜ, 900 YILLIK KEHANET YENİDEN GÜNDEMDE
Aziz Malachy’nin yazdığı kehanet kitabı, tarihin en çok konuşulan dini metinlerinden biri ve şöyle diyor:
“112. Papa’nın ölümünden sonra yedi tepeli şehir yıkılacak ve 2027’de dünyanın sonu gelecek”
Bu sabah ölen Francis, 112. Papa’ydı.”
Aziz Malachy Kimdir?
Aziz Malachy (1094–1148), asıl adıyla Máel Máedóc Ua Morgair, 12. yüzyılda yaşamış İrlandalı bir başpiskopos, kilise reformcusu ve Katolik azizidir. Armagh’da doğmuş ve 1132’de Armagh Başpiskoposu olmuştur. İrlanda’da kilise disiplinini yeniden tesis etmiş, Roma litürjisini benimsetmiş ve Katolik uygulamaları yaygınlaştırmıştır. 1148’de Fransa’da ölmüştür. 1190’da Papa III. Clemens tarafından aziz ilan edilmiştir. Yortusu 3 Kasım’dadır. İrlanda’da resmi olarak aziz ilan edilen ilk yerli din adamıdır. Kendisine atfedilen ve “Papaların Kehaneti” ya da “Malachy Kehanetleri” olarak bilinen, gelecekteki papalar hakkında 112 kısa ve şifreli cümleden oluşan bir metinle de ilişkilendirilmektedir.
Aziz Malachy Kehaneti Nedir?
Aziz Malachy’e izafe edilen ve 1139 yılında yazıldığı iddia edilen “Papalar Kehaneti”, gelecekteki 112 papanın kısa ve şifreli tanımlarını içeren bir listedir.
Kehanet, 1595 yılında Rahip Arnold de Wyon tarafından “Lignum Vitae” adlı eserde yayımlanmıştır.
Kehanette yer verilen listede Papa Celestine III’ten (1191-1198) başlayarak günümüze kadar olan papaları tanımladığı iddia edilen Latince ifadeler içermektedir.
Latince ifadelerin papaları tanımladığı, pontifikasıyla ilgili bir özelliği işaret ettiği, ifadeler genellikle metaforik, sembolik veya coğrafi bağlantılar içerdiği düşünülmektedir. Örneğin, bazı ifadeler papanın kökenini, ailesini, armasını veya pontifikası sırasında yaşanan önemli olayları ima ettiği şeklinde yorumlanmıştır.
En çok tartışılan kısmı ise son papa olarak bahsedilen “Petrus Romanus” ile ilgili olan bölümdür.
Bahsi geçen listedeki 112. papa, “Petrus Romanus” (Romalı Petrus) olarak adlandırılmış olup, “son papa” döneminde büyük felaketlerin yaşanacağı ve yedi tepeli şehrin yıkılacağı öngörülmektedir.
Aziz Malachy’ye atfedilen, listelenen 112 papanın “Romalı Petrus” ile bittiği son pasaj şu şekildedir:
“In persecutione extrema S.R.E. sedebit Petrus Romanus, qui pascet oves in multis tribulationibus: quibus transactis civitas septicollis diruetur, & Judex tremēdus judicabit populum suum. Finis.”
“Büyük zulüm altında, Romalı Petrus Kutsal Roma Kilisesi’nin koltuğuna oturacak ve koyunlarını birçok sıkıntıda güdecektir; Bunlar tamamlanınca yedi tepeli kent yıkılacak ve korkunç yargıç halkını yargılayacak. Son.”
Bazı yorumcular, kehanetin Vatikan’ın çöküşü veya Kilise’nin sonu anlamına geldiğini iddia ederken, bazılarıysa bu kehaneti kıyametle ilişkilendirmiştir.
“Yedi tepeli şehir” (“ciuitas septicollis”) atfı geleneksel olarak Roma’yı simgelediği şeklinde yorumlanmıştır.
“Yedi Tepeli Şehir”
“Yedi Tepeli Şehir” tanımı, tarih boyunca sembolik ve jeopolitik anlamlar taşıyan güçlü bir metafor olmuştur. Bu terim, hem kehanetlerde hem edebi hem de politik metinlerde sıklıkla kullanılır. Genellikle tek bir şehirle ilişkilendirilse de, başka şehirler için de benzer tanımlamalar yapılmıştır. Antik Roma, Palatin, Aventin, Kapitolin, Quirinal, Viminal, Esquilin ve Caelian olmak üzere yedi tepe üzerine kurulmuştur. Bu yüzden tarih boyunca “Yedi Tepeli Şehir” deyince ilk akla gelen yer Roma’dır. İstanbul da Topkapı Sarayı (1. tepe), Çemberlitaş (2. tepe), Süleymaniye Camii (3. tepe), Fatih Camii (4. tepe), Yavuz Selim Camii (5. tepe), Edirnekapı / Mihrimah Sultan Camii (6. tepe) ve Kocamustafapaşa (7. tepe) üzerinden “yedi tepeli şehir” olarak anılmaktadır. Roma ve İstanbul haricinde Kudüs, Atina, Varanasi, Lizbon, Moskova, Mekke, Prag gibi farklı şehirler de tarihsel veya sembolik olarak bu unvanı haizdir. Ancak bu şehirler için “yedi tepeli” tanımı, Roma ve İstanbul kadar yaygın bir kullanım değildir. |
Aziz Malachy Kehanetinin Sahihliğine Dair Eleştiriler
“Papalık Kehanetleri” (ya da “Papalar Kehaneti“) (“Prophetia de Summis Pontificibus”) olarak adlandırılan metnin Aziz Malachy tarafından yazılıp yazılmadığı ve gerçekliği tarihsel ve bilimsel açılardan tartışma konusudur. Aziz Malachy’nin kehanetlerinin sahihliği (otantikliği) konusunda ciddi şüpheler bulunmaktadır. Tarihsel ve bilimsel açıdan bu kehanetlerin Aziz Malachy tarafından yazıldığına dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
Metnin ilk olarak 1590 yılında Benedictine tarihçisi Arnold Wion’un Lignum Vitae adlı eserinde ortaya çıktığı bilinmektedir.
Kehanetin, Aziz Malachy’nin ölümünden yaklaşık 450 yıl sonra ortaya çıkması ve önceki papalarla ilgili tanımların oldukça isabetli olması, bazı araştırmacıları bu metnin sonradan yazıldığı ve geçmişe dönük olarak uydurulduğu kanaatini hakim kılmıştır. İlk olarak 16. yüzyıl sonunda ortaya çıkan metindeki bazı yorumların dönemin siyasî ve dinî ortamına uygun kurgulanmış olabileceği düşünülmektedir.
Birçok teolog ve tarihçi, kehanetlerin Viterbo’daki papalık seçimini etkilemek amacıyla 16. yüzyılda sahte olarak üretilmiş olabileceğini düşünmektedir. Kehanetlerdeki bazı ifadelerin, o döneme kadar yaşamış olan papaların özellikleriyle şaşırtıcı bir şekilde uyumlu olması bu teoriyi desteklemektedir.
İlk 74 papa için kehanetlerin çok yerinde ve tutarlı olması, ancak sonraki kehanetlerin muğlaklaşması, metnin geriye dönük olarak yazıldığı fikrini güçlendirmektedir.
Tarihi bir mistifikasyon olarak da yorumlanan metin Vatikan tarafından resmen tanınmamış olup, resmî öğretide yer almamıştır.
Kapak görseli: Sputnik Türkiye