Allah’ın “Bana Kul Hakkıyla Gelmeyin” Dediği ve Kul Hakkını Affetmeyeceğine Dair Kuran’da Bir Ayetin Yer Aldığı İddiası Doğru Değil

Kur’an-ı Kerim’de kul hakkının Allah tarafından affedilmeyeceğine ilişkin bir ayet yer almamaktadır. Kuran’da sadece şirk suçunun affedilmeyeceğine dair bir ayette “Allah bütün günahları bağışlar” buyurulmaktadır. Kuran’da kişilerin maddî ve manevî haklarına ilişkin atıflar yer alsa da açık şekilde “kul hakkı” olarak ifadelendirilen bir kavram yoktur. “Bana kul hakkıyla gelmeyin” sözü, bir ayetmiş gibi Allah’a isnat edilse de Kur’an’da böyle bir ayet yoktur. Kul hakkı İslamî açıdan affedilmeyecek tek ve en büyük günah değildir. Kuran’da kul hakkını çiğneyen kişilerin cehenneme gideceği ya da Allah tarafından affedilmeyeceği şeklinde bir ifade de yer almamaktadır. 

 

Kişilerin bedenini ve malını içeren maddî hukuku ile kalp, zihin ve ruhunu temsil eden manevî dünyasını içeren manevî hukukuna yönelik tecavüzü temsil eden kul hakkı kavramı, kul hakkının Allah tarafından dahi bağışlanamayacağı iddiası ile birlikte ahiret inancı olanlar için endişe kaynağı olabiliyor. Bu hususa ilişkin halk arasında “kul hakkı bağışlanmaz”, “Allah kul hakkını bağışlamaz“, “Kul hakkı yiyeni Allah bile affetmez” şeklinde bir yanlış anlayış bulunmaktadır. Kul hakkının Allah tarafından dahi affedilemeyeceğine ilişkin Kur’an-ı Kerim’de bir ayet olduğu da iddia edilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de “bana neyle gelirseniz gelin kul hakkıyla gelmeyin“, “kul hakkıyla karşıma gelme” ya da “bana kul hakkıyla gelmeyin” şeklinde bir ayetin yer aldığı da öne sürülmektedir. Hatta biraz da ileri gidilerek “Allah hakkı ödenir, kul hakkı ödenmez…” şeklinde sözler uydurulmaktadır.

 

Yeni Asya Gazetesi köşe yazarı Kazım Güleçyüz’ün “Allah “Bana kul hakkıyla gelmeyin” buyuruyor” ifadesini içeren sosyal medya paylaşımı

 

Kul Hakkı Yiyeni Allah’ın Bile Affetmeyeceğine Dair Repliğin Yer Aldığı Sosyal Medya Paylaşımı

 

Halbuki kul hakkı, hak ve adalet üzerine kurulu İslam dini açısından affedilmeyecek tek ve en büyük günah değildir. Kul hakkının ne kadar önemli olduğu ve ahirete bırakılmaması gerektiği tüm dini kaynakların esas noktalarından birini oluşturmaktadır. Ancak, Allah’ın kul hakkına önem verdiği için bununla ilgili günahları affetmeyeceği iddiası kişilerin kendi yorumlarından ibarettir. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın sadece şirk suçunu affetmeyeceğine dair bir ayet bulunmaktadır. Kul hakkının Allah tarafından affedilmeyeceğine ilişkin bir ayet yer almamaktadır. Kur’an-ı Kerim’de “bana neyle gelirseniz gelin kul hakkıyla gelmeyin“, “kul hakkıyla karşıma gelme” ya da “bana kul hakkıyla gelmeyin” şeklinde bir ayet -her ne kadar kutsal kitabın ruhunu yansıtsa da- yoktur.

Kuran’da kişilerin maddî ve manevî haklarına ilişkin atıflar yer alsa da açık şekilde “kul hakkı” olarak aktarılan bir kavram yoktur. Kul hakkını çiğneyen kişilerin cehenneme gideceği ya da Allah tarafından affedilmeyeceği şeklinde bir ifade de yer almamaktadır.

Kuran’da Allah’a ortak koşulması dışında bütün günahların affedilebileceği Nisa Suresi 48. ayetinde belirtmiştir. Elmalılı Hamdi Yazır mealinde Nisa Suresi 48. ayeti şöyle Türkçe’ye “Doğrusu Allah kendine şirk koşulmasını mağfiret etmez, ondan berisini dilediğine mağfiret buyurur, kim de Allah’a şirk koşarsa pek büyük bir cinayet iftira etmiş olduğunda şüphe yoktur” şeklinde aktarılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kur’an-ı Kerim mealinde ise bahse konu ayet şöyle Türkçeleştirilmiştir: “Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.

Görülebileceği üzere şirk hariç genel af kapsamı, kul hakkını da içine almaktadır.  Ayette, günahların mutlaka affedileceği ve affın herkes için kesin olduğu değil, kul hakkının da Allah’ın dilemesine bağlı olarak af kapsamında olup affedilebileceği işaret edilmiştir.

İslam alimleri, Allah’ın diledikten sonra bağışlamayacağı bir günahın olmadığını belirtmektedir. “Allah kul hakkını affetmez” iddiasının Kuran ayetleri ve hadisler çerçevesinde doğruluk payı bulunmadığı işaret edilmektedir.

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından “Kur’an-ı Kerim’de kul hakkının Allah tarafından affedilmeyeceğine ilişkin bir ayet mevcut mu? Allah’ın “bana neyle gelirseniz gelin kul hakkıyla gelmeyin“ dediği şeklindeki iddia doğru mu? “Allah hakkı ödenir, kul hakkı ödenmez…” ifadesi doğru mu?” sorularımıza verilen yanıt şu şekildeydi:

“İslam dininin temel ilkesi hakkı üstün tutması ve insanlara arasında adaletle muamele edilmesini emretmesidir. Bu çerçevede Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde insanlara zulmedilmmesi, mala, can ve ırzlarına dokunulmaması emredilir. Bu itibarla aslında insanların haklarını ihlal edenlerin Allah tarafından affedilmemesi mahşerde adaletle muamele edilip hak sahiplerinin hakkının verilmesi demektir. Kul hakkının Allah tarafından affedilmemesi bu manadadır. Bunun dışında özel olarak belirttiğiniz şekilde bir âyet Kur’an’da geçmez. Ancak Dinimiz, kul haklarına çok önem vermiş ve inananların bu haklara karşı duyarlı ve saygılı olmalarını emretmiştir. Ayrıca kul hakkı ihlalinde, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, hiç kimse tarafından affedilemeyeceği de belirtilmiştir. Veda hutbesinde Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ey insanlar, sizin kanlarınız, mallarınız, (ırzlarınız) onurlarınız Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır).” (Buhârî, Hac, 132) buyurmuştur. Resûlullah (s.a.s.) ayrıca şöyle buyurmuştur: “Kimin yanında kardeşine ait bir hak varsa, o haksızlıktan dolayı hak sahibiyle helalleşsin. Gerçek şu ki, kıyamette asla altın ve gümüş yoktur. Kardeşinin hakkı için kendi sevaplarından alınmadan evvel, dünyada onunla helalleşsin. Ahirette zalimin o hakkı karşılayacak sevapları bulunmazsa, kardeşinin günahlarından alınır da o zalimin üzerine atılır.” (Buhârî, Rikâk, 48)

Allah hakkının ödenmesi, O’nun Yüce Kerem ve Merhametinin bir ifadesidir. Kullar ise birbirleriyle eşit statüde oldukları için ancak karşılıklı helalleşmeleri ile hakkın ödenmesi mümkün olur. Bu dünyada olmaz ise ahirette hesap günü kişinin karşısına çıkar. Hadis-i şerifte işaret edildiği üzere hak sahibinin hakkı, hakkı ihlal edenin sevap hanesinden alınır. Sevabı yoksa cezayı müstahak olur. Kul hakkının affedilmemesi de bu manadadır.”

Diyanet İşleri eski başkanlarından Süleyman Ateş, Vatan Gazetesi‘ndeki “Allah, kul hakkını bağışlamaz mı?” başlıklı 10 Eylül 2009 tarihli yazısında bir okurunun ““Allah buyurdu ki benim karşıma kul hakkı hariç hangi suçla gelirseniz gelin mutlaka affederim ama kul hakkıyla gelmeyin onu affetmem.” Acaba bu ifade neye dayanarak söyleniyor?” sorusunu yanıtlamıştı. Ateş’in yanıtı şu şekildeydi:

“Öyle bir ayet yok. Hatta tam o anlamda sağlam bir hadis de bilmiyorum. Tabii zayıf, orta sıhhatte bazı tergib ve terhib türü hadisler var. Korkutma ve yönlendirme amaçlı bu rivayetlerde katmalar çok olduğu gibi uydurmalar da çok. Ancak bu söz ayetin açık anlamına aykırı. Çünkü ayette, “innallahe yağfiruz-zunube cemia: Allah bütün günahları bağışlar” buyuruluyor. Kul hakkı, özel günah diye bir ayırım yapmıyor. Allah diledikten sonra bağışlamayacağı bir günah yoktur. Hatta bazı hadislerde Cenabı Hak, birinin hakkına tecavüz etmiş kişiyi bağışlamak isterse hakkına tecavüz edilen kişiye, bundan ötürü ahirette büyük ödül vererek hakkını bağışlatır, Allah da o hak tecavüzü yapmış olanı bağışlar denilmektedir. Kanaatime göre bunların hepsi kul hakkının önemini belirtmek için üretilmiştir. Allah bir şeyi yapmak isteyince hiç kimsenin onayını alma ihtiyacında değildir. Allah’ın bağışlamasına gerekçe aramak boştur, abesle iştigaldir.”

 

Süleyman Ateş’in Vatan Gazetesi’ndeki “Allah, kul hakkını bağışlamaz mı?” başlıklı 10 Eylül 2009 tarihli yazısında Allah’ın kul hakkını affedemeyeceğine ilişkin bir ayetin bulunmadığını aktardığı bölüm

 

Verdiği fetvalarla sıklıkla ülke gündemine gelen Hayrettin Karaman da Yeni Şafak Gazetesi’ndeki “Hak, vazife ve kul hakkı” başlıklı 19 Aralık 2014 tarihli yazısında kul hakkının da affedilebileceğini, bu affın helalleşme ve haklaşma yoluyla olacağını şöyle aktarmıştır:

““Allah’ın kendisine ortak koşulması (şirk) dışında bütün günahları affedeceğini” bildiren ayet, kul hakları istisna edilerek yorumlanmıştır. Evet, Allah Teâlâ dilerse kendine ait hakları bağışlar, ama kul haklarını bağışlamasını, mazlum ve mağdur olanla helalleşme ve haklaşma şartına bağlamıştır. Ya borçlar ödenerek veya helallik alınarak kul razı edilecek ve hakkını bağışlayacak veya bir hadise göre ahirette, kul hakkı ile ölenin sevabından alınıp hakkı yenene verilecek, bu da yetmezse mağdurun günahından (cezasından) yeteri kadarı hak yiyene nakledilecek, böylece kul hakkı ödetilecektir.”

Yani, Allah’ın dilemesiyle kul hakkının affedilebileceği, bu affın helalleşme ve haklaşma yoluyla olabileceği, hakkı yenen kişinin rızası ya da tazmini yoluyla vazgeçmesinin sağlanabileceği anlaşılmaktadır. Allah’ın sıfatları ve varlığı gereği bir şeyi yapmak isteyince hiç kimsenin onayını alma ihtiyacında olmadığı aşikârdır.

Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı ise “Kul hakkı yemenin hükmü nedir? Kul hakkı nasıl ödenir?” sorusuna verdiği yanıtta Allah’ın affının hak sahibinin affetmesi şartına bağlandığını şu sözlerle belirtmiştir:

“Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir.”

Bir hadiste (Müslim, İman, 218) ise “Kim bir Müslüman’ın hakkını gasp edip alırsa, Allah onu cehennemle cezalandırmayı gerekli kılar ve ona cenneti haram kılar” ifadelerinin aktarıldığı, bu sözün ardından bir sahabenin “Basit bir şey olsa da mı ey Allah’ın Elçisi!” diye sorması üzerine Hz. Muhammed tarafından “Erak (misvak) ağacından bir dal alsa bile” dediği aktarılmakla birlikte bu hadis bazılarınca Allah’ın kul hakkını affetmeyeceğini beyan ettiği şeklinde yorumlanmaktadır.

Yine başka bir hadiste (Buhârî, Mezâlim 10) kul haklarının ibâdetin, taatin ve iyiliklerin sevabını ortadan kaldırabileceği şöyle aktarılmıştır:

“Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden önce o kimseyle helalleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şâyet iyilikleri yoksa, kendisine zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.”

Şehîdin, kul hakkı dışındaki bütün günahlarını Allah Teâlâ mağfiret eder” (Müslim, İmâre, 119) şeklinde bir hadis rivayet edilse de, bu hadis kul haklarının affedilmeyeceği anlamına gelmez ve bu hususta Kuran ayetinin hükmü açıktır.

Yine Süleyman Ateş kul hakkının affının nasıl gerçekleşebileceğini Vatan Gazetesi‘ndeki “Kul hakkı nasıl silinir?” başlıklı 16 Kasım 2004 tarihli yazısında şöyle anlatmıştı:

“Kur’ân’ın açık ifadesine göre Allah, dilerse bütün günahları affeder, bağışlar. Zaten her günah ya Allah hakkına, ya kul hakkına veya her ikisine tecavüzdür. Allah kendi hakkını dilerse bağışlayacağı gibi yine dilerse kul hakkını da bağışlar. Allah, hakkına tecavüz edilmiş olan kula öyle ikramlarda bulunur ki o kul, kendisine saldıranı bağışlar, ona hakkını helâl eder, Allah da bağışlar. Kulun hakkını alması, onu memnun etmek için değil mi? Kul memnun olduktan sonra sorun kalmaz. Maneviyat, ahiret işleri bizim değerlendirmemize göre olmaz ve ahiret mahkemesi de dünya mahkemesine benzemez.”

 

Allah’ın Kul Hakkını Affetmeyeceğini, “Bana Kul Hakkıyla Gelmeyin” Şeklinde Ayetin Olduğunu İddia Eden Yazarlar

Devrim Gazetesi‘ndeki “İyimser bir yorum mu?” başlıklı 13 Temmuz 2018 tarihli yazısıyla Hilmi Dinçer (Kur’an’da olmayan ayetin var olduğunu iddia etmiş):

"“Bana kul hakkıyla gelmeyin!” Kur’an-Kerim ayeti.."

Yeni Gün Gazetesi‘ndeki “Af mevsimi” başlıklı 13 Mayıs 2018 tarihli yazısıyla Yakup Tutum:

"Yaratıcımız kul hakkını affetmediğini ve bunu aramızda halletmemiz gerektiğini bildiriyor. Allah, kul hakkı hariç, diğer tüm günahlarımızdan, eğer nedamet eder, dönüş yapar ve af dilersek affedeceğini de çok açık bir şekilde bildiriyor."

Millet Gazetesi‘ndeki “Biz kul hakkı olayını yanlış anlamışız” başlıklı 25 Ekim 2017 tarihli yazısıyla Salih Canbaz (böyle bir ayet de yoktur hadis de):

"Hepimizin malumu olan Kutsi bir hadiste Allah “Bana kul hakkıyla gelmeyin” demiştir."

Denge Gazetesi’ndeki “Etme Bulma Dünyası” başlıklı 28 Eylül 2015 tarihli yazısıyla Adnan Bahadır:

"İslam dinini yaşama konusunda zayıf olan insanların en çok kullandığı söz, Allah ne diyor, 'bana her şeyle gelin ama kul hakkı ile gelmeyin' ifadesi olduğunu hepimiz çok iyi biliriz."

Yeni Mesaj Gazetesi’ndeki “Yarın Gazze’nin kaderini Türkiye de yaşayacak” başlıklı 26 Temmuz 2014 tarihli yazısıyla Murat Çabas:

"Öncelikle şunu ifade etmek lazım, "Rahmetim gazabımı geçmiştir" diyen, "Bana kul hakkıyla gelmeyin" diyen bir yüce Yaratan'ın, kalkıp da bir millete, diğer milletlere zulmetmesini emretmesi mümkün değildir."

İleri Gazetesindeki “Bir ibadetin ardından” başlıklı 29 Eylül 2017 tarihli yazısıyla Nasuh Boztepe:

 "Hacca giderken ilk iş helalleşmedir. Allah (c.c.) “Bana kul hakkıyla gelmeyin.” diyor."

Yeni Şafak Gazetesi‘ndeki “Kul Hakkı” başlıklı 8 Ocak 2011 tarihli yazısıyla Yasin Aktay:

"Kul hakkı o kadar ağır bir günah ki, Allah, insanoğlunun yaptığı her türlü günahı tövbe etmesi halinde bağışlayacağını vaat ediyor da konu kul hakkına gelince “bana onunla gelmeyin!” diye açıkça uyarıyor. Kul hakkını bağışlamanın tek yolu sağken hakkı yenilen kul ile rıza ile helalleşmektir. Aksi durumda öbür dünyada yatacak yeriniz yok."

Güneş Gazetesi‘ndeki “Promosyon da kul hakkıdır” başlıklı 24 Ağustos 2011 tarihli yazısıyla Memiş Memişce:

 "Yüce Rabbimizin, emir ve yasaklarının hemen hemen dörtte üçü kul hakkı ile ilgilidir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim kul hakkı üzerinde önemle duruyor.  (...) İşte bunun için Allah, her türlü günahı affettiği halde, kul hakkını affetmiyor."

Ses Gazetesi’ndeki “Kul hakkı nasıl telafi edilir?” başlıklı 29 Ağustos 2018 tarihli yazısıyla Cennet Özmen:

"Eğer üzerinde kul hakları varsa, Allah, diğer günahlarını bağışladığı halde, kul hakkını bağışlamıyor."

Doğruhaber.com.tr’deki “Üzerimizde kul hakkı var mı?” başlıklı 10 Nisan 2017 tarihli yazısıyla A. Halim Seçkin:

"Allah hiçbir zaman kul hakkını affetmez."

Muş Ovası Gazetesi’ndeki “Kul Hakkı Kavramı” başlıklı 8 Ekim 2018 tarihli yazısıyla Bedrettin Keleştimur:

"Şu sözü biraz olsun tefekkür edelim; “Allah hakkı ödenir, kul hakkı ödenmez…”"

Avazturk’teki “Kanal A’da yaşanılan haksızlıkların perde arkası!” başlıklı 12 Ocak 2018 tarihli yazısıyla Celalettin Yünel:

"Ne demiş Cenab-ı Hak; ‘Kul hakkıyla karşıma gelme!”"

Yörem Gazetesi’ndeki “Hak Gözetmek” başlıklı 13 Haziran 2018 tarihli yazısıyla Mustafa Arı:

"Bir insanın üzerinde 3 hak vardır. Allah hakkı, kul hakkı ve hayvan hakkıdır. Allah dilerse kendi hakkını bağışlayabilir, ama kul hakkını Kul bağışlamadan, bağışlamaz."

Pusulahaber.com’daki “Çevre hakkı kul hakkıdır” başlıklı 7 Temmuz 2015 tarihli yazısıyla Namık Ceyhan:

"Ancak Allah(c.c) her türlü günahı affettiği halde, kul hakkını affetmiyor."

Yeni Asya Gazetesi köşe yazarı Kazım Güleçyüz de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdaAllah “Bana kul hakkıyla gelmeyin” buyuruyor” ifadelerini kullanmıştı.

 

Yorumunuzu yazınız...