İngiliz General Allenby’nin Kudüs’ü Osmanlı Devleti’nden Devralınca Selahaddin Eyyubi’nin Mezarını Tekmelediği ve “Kalk Selahaddin! Biz Yine Geldik!” Dediği İddiası Doğru Değil
General Allenby’ın Selahaddin Eyyubî’nin mezarını ziyaret edip, saygısızlık yapıp “Kalk Selahaddin! Biz Yine Geldik” demesi mümkün değildir. Selahaddin Eyyubî’nin mezarı Kudüs’te değil Şam’dadır. Ayrıca, bu sözü söyleyen kişi’nin olarak kaynaklarda İngiliz General Edmund Allenby değil, Şam’ı işgâl eden Fransız komutan General Gouraud olduğu iddia edilse de General Gouraud’un bu sözü söylememiş olabileceği öne sürülmektedir.
Kudüs’ü işgal eden İngiliz ordularının komutanı General Edmund Henry Hynman Allenby’nin şehre girdikten sonra Selahaddin Eyyubi’nin mezarını tekmelediği ve “Kalk Selahaddin! Biz Yine Geldik!” dediğine dair şehir efsanesinin, birçok kişi tarafından dile getirilse de yanlış bilginin varlığını yine sürdürmeye devam ettiğini görüyoruz.

Bahse konu yanlış iddianın bir diğer anlatımında ise İngiliz General Allenby’ın Kudüs’e girdikten sonra Selahaddin Eyyubi’nin mezarını ziyaretinde bir ayağını Selahaddin Eyyubi’nin mezarın üzerine koyarak büyük bir kinle “Kalk Selahaddin! Biz yine geldik!” dediği aktarılır. Böylelikle 4 Temmuz 1187 tarihinde Hıttin Savaşı’nda Guy de Lusignan (Lüzinyanlı Guy) komutasindaki Haçlı ordusunu mağlup etmesinin ardından 2 Ekim 1187 tarihinde Kudüs’ü 88 yıldır hakim olan Haçlıların elinden alması nedeniyle Kudüs Fatihi olarak tanınan Selahaddin Eyyubî’den intikam alındığı anlatılmaya çalışılır.
Kudüs’ün Selahaddin Eyyubî tarafından fethedilmesinden 730 yıl sonra Kudüs’teki Osmanlı egemenliği Birinci Dünya Savaşı sürerken sona erdi ve şehrin kontrolü İngiliz kuvvetlere geçti. Osmanlı Ordusunun İngiliz birliklerine karşı vermiş olduğu savunma mücadelesi 9 Aralık 1917 tarihinde başarısız oldu ve Kudüs İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz General Edmund Allenby şehir halkının karşılamasıyla Yafa Kapısı’ndan törenle Kudüs’e girdi.
Ancak, General Allenby’ın Kudüs’e girdiğinde Selahaddin Eyyubî’nin mezarını ziyaret edip, saygısızlık yapıp “Kalk Selahaddin! Biz Yine Geldik” demesi mümkün değildir. Çünkü Selahaddin Eyyubî (1174-1186) vefat ettikten sonra Şam’daki Emevî Camii’nin avlusundaki türbesine gömülmüştür. General Allenby Kudüs’e girmeden önce Selahaddin Eyyubî’nin kabrini Şam’dan Kudüs’e taşıtıp tekmeleyip sonra tekrar Şam’a göndermiş değil netice itibarıyla.
Büyük ihtimalle, Selahaddin Eyyubi “Kudüs Fatihi” olarak tanındığı için kabrinin de Kudüs’te olması gerektiği gibi bir algıdan hareketle bu yanlış iddia zihinlerde kök bulmuştur. Bu sözün, Mısır’ın eski lideri Cemal Abdulnasır’ın 1958 yılı Mart ayındaki Şam ziyaretindeki bir konuşmasında kullanılmasının ardından daha fazla yaygın şekilde bilinir hâle geldiği ifade ediliyor.
Bu sözün 2010 yılından itibaren yaygın şekilde İngiliz General’e atfolunmaya başladığını görüyoruz. General Allenby’a atfedildiği ilk kaynağa dair araştırmamızda karşımıza Ali Ünal, Suat Yıldırım, Mehmet Ergene tarafından kaleme alınan “M. Fethullah Gülen: bir portre denemesi” (2002) adlı kitapta “Armstrong (2002)” şeklinde kısaltılmış ve tamamına erişemediğimiz bir kaynaktan alıntılandığını görüyoruz. İnternet taraması ise General Allenby’ın bu sözü Selahaddin Eyyubî’nin kabrini tekmeleyerek söylediğine dair hataya ilk defa 2007 yılında DonanımHaber.com‘un forum sayfasındaki “Küstah İngiliz Generali, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi’nin Mezarını Tekmelemişti” başlıklı bir mesajda yer verildiğini gösteriyor.

“Selahaddin Kalk! Yine Biz Geldik” Diyerek Selahaddin Eyyubi’nin Kabrini Tekmeleyen Kişi Fransız Komutan Henri Gouraud Olabilir Mi?
Yoğunlukla yabancı kaynaklarda, Maysalun Savaşı‘nda Arap birlikleri mağlup ettikten sonra Şam’a giren Fransız general Henri Gouraud‘ın Selahaddin Eyyubî’nin mezarına gidip, sandukayı tekmeleyip “Haçlı Seferleri şimdi sona erdi! Uyan, Selahaddin, geri geldik! Burada bulunmam, Haç’ın Hilal karşısındaki zaferini kutsuyor!” dediği iddia edilmektedir (Meyer, Karl Ernest; Brysac, Shareen Blair (2008). Kingmakers: The Invention of the Modern Middle East. W. W. Norton & Company. sf: 359 & Tarık Ali (2002). Fundamentalizmler Çatışması: Haçlı Seferleri, Cihatlar ve Modernite).
Ancak, Joshua Landis’in “General Gouraud: “Gerçekten “Selahaddin, Döndük” Dedi Mi?” (“General Gouraud: “Saladin, We’re Back!” Did He Really Say It?“) başlıklı araştırmasındaki bulgular Fransız general Henri Gouraud’a “Saladin, nous voilà” sözünün atfedilemeyeceğini ortaya koyuyor. Landis’in araştırmasına göre:
- Bu sözün bir Fransız komutan tarafından söylendiğine dair ilk ize 1938-1940 yılları arasında Fransa’nın Levant Bölgesi’ndeki üst düzey görevlisi olarak görev yapan Gabriel Puaux’s “Levent’ta 2 Yıl” (“Deux Années au Levant”) adlı kitabında rastlanıyor.
- 1920 yılında Gouraud’un ordusunda görev alan tarihçi Louis Garros, bu sözü Gouraud’a atfetmemektedir. Garros’un 1970 yılında Le Monde için kaleme aldığı bir araştırma yazısında Şam’daki Emevi Camii’ne (Umayyad Mosque) giren “bir Fransız generalin” bu sözü söylediğini isim zikredilmeksizin belirtmiştir.
- 1920 yılında Maysalun Savaşı’nın ardından bu sözü söyleyebileceği düşünülen 2 Fransız general söz konusudur: General Gouraud ya da General Mariano Goybet.
- General Goybet 25 Temmuz 1920 tarihinde Şam’a giriş yaparken General Gouraud 7 Ağustos 1920 tarihinde Şam’a resmi girişini yapmıştır.
- Maria Rosette Shapira Myriam Harry mahlasıyla L’Illustration adlı haftalık yayın için hazırladığı “General Gouraud Şam’da” (“Le Général Gouraud à Damas”) başlıklı yazıda Gouraud Şam’a geldiğinde Emevi Camii’ni ziyaret ettiğini; ancak Selahaddin Eyyubî’nin türbesinin içine girmediğini, türbe dışında bir limon ağacı altında beklemeyi tercih ettiğini vurgulamaktadır.
- Bu vurguda, Shapira’nın Goybet ile Selahattin Eyyubi’nin türbesine daha önce yaptığı ziyarette Goybet tarafından söylenen bu sözün menfi etkisini sınırlamayı amaçladığı düşünülmektedir.
Yani, “Selahaddin, biz yine geldik” sözünün Fransız General Gouraud tarafından söylendiği iddiası da zayıf temellere sahiptir.

General Allenby’a Kudüs’ten Selahaddin Eyyubi’nin Şam’daki Mezarını Tekmeleten Yazarlar
Şam Emevi Câmii’nin hemen yanında medfun olan Selahaddin Eyyûbî’
- Haber7.com‘daki “İsrailliler İngiliz General Allenby’yi niçin sever?” başlıklı 8 Aralık 2010 tarihli yazısıyla Mustafa Yürekli
- Sözcü Gazetesi‘ndeki “Maskeli terör” başlıklı 29 Temmuz 2015 tarihli yazısıyla Soner Yalçın
- Diriliş Postası‘ndaki “Selahaddin kalk! Bak! Yine geldiler” başlıklı 16 Şubat 2016 tarihli yazısıyla Bilal Tanrıverdi
- Yeni Asya Gazetesi‘ndeki “Uğursuz Allenby’in ayak izleri” başlıklı 7 Şubat 2011 tarihli yazısıyla M. Latif Salihoğlu
- Star Gazetesi‘ndeki “Furkan’a ‘Biz buradayız, hiç gitmedik’ diyebilmek için” başlıklı 23 Ekim 2015 tarihli yazısıyla Sibel Eraslan
- Takvim Gazetesi‘ndeki 18 Mart 2019 tarihli “Sessiz kalmayız” başlıklı yazısıyla Bülent Erandaç
- Yurt Gazetesi’nde 4 Mart 2014 tarihinde yayınlanan “Kalk Selahaddin biz yine geldik!” başlıklı yazısıyla Hulki Cevizoğlu
- Milli Gazete‘deki “Edmund Henry Hynman Allenby” başlıklı 25 Ağustos 2016 tarihli yazısıyla Muhammet Demirci
- Milliyet Gazetesi‘ndeki “Meydanların dili” başlıklı 20 Mart 2019 tarihli yazısıyla Fuat Bol
- Star Gazetesi‘ndeki “Balfour: ‘Başkalarının toprağının başkalarına peşkeş çekilişi’nin adı” başlıklı 2 Kasım 2017 tarihli yazısıyla Selahaddin Çakırgil
- Yeni Akit Gazetesi‘ndeki “Modern Haçlılara Karşı “İslâm Birliği”” başlıklı 13 Haziran 2017 tarihli yazısıyla Abdullah Yıldız
- TarafsızHaber.com‘daki “Selahattin Eyyubi’nin Sandukasını Tekmeleyen Allenby, Mezarından Kalk Da Bak Ülken Ne Durumda” başlıklı 16 Eylül 2014 tarihli yazısıyla Mehmet Hakan Sağlam
- Yeniçağ Gazetesi’ndeki “Manevi Mimarlarımız Horasan Erenleri” başlıklı 20 Ağustos 2018 tarihli yazısıyla Celaleddin Polat
- 3 Kasım 2015 tarihindeki bir sosyal medya paylaşımında bu hataya düşen Güneş Gazetesi yazarı Ömer Özkaya
- Doğru Haber’deki 11 Aralık 2017 tarihli “Kalk Selahaddin Biz Yine Geldik” başlıklı yazısıyla Zülküf Er
- Yeni Asır Gazetesi’ndeki “Haçlı seferleri devam ediyor” başlıklı 25 Ocak 2019 tarihli yazısıyla Tolga Tekin
- Odatv’deki “Kudüs’ü kim terk etti” başlıklı 10 Aralık 2017 tarihli yazısıyla Kerem Çalışkan
- Ogünhaber.com’daki “Selahaddin Eyyubi” başlıklı 20 Aralık 2013 tarihli yazısıyla İsmail Çetin Korkmaz
- Haksöz Haber’deki “Ortadoğu’nun Kalbinde İncir Ağacı!” başlıklı 21 Kasım 2011 tarihli yazısıyla Süleyman Ceran
- Yenisoz.com.tr’deki “Trump’ın Kudüs Tarihi Tesadüf Mü?” başlıklı 11 Aralık 2017 tarihli yazısıyla Altan Çetin
- Gaziantep Referans Gazetesi’ndeki “Kudüs’ün Fethi ve Haçlı Savaşları” başlıklı 3 Ekim 2018 tarihli yazısıyla İbrahim Halil Er
- Habererk.com’daki “Kalk Selahaddin Biz Yine Geldik” başlıklı 10 Aralık 2017 tarihli yazısıyla Yavuz Koca
- Dusunuryazar.com’daki “Kudüs Hafızası” başlıklı 19 Ocak 2018 tarihli yazısıyla Havva Şahin Kavaklı
- Yeni Mesaj’daki “Dış politikada tarihi hatalar” başlıklı 25 Haziran 2016 tarihli yazısıyla M. Hilmi Yıldırım
- Ordu Kent Gazetesi’ndeki “İngilizleri İstiyoruz” başlıklı 25 Aralık 2012 tarihli yazısıyla Adnan Yıldız
- Haberfark.net’deki “Eskil’e Müze ve otel Gerekli!” başlıklı 14 Aralık 2017 tarihli yazısıyla Mustafa Bozdağ
- Konya Yenigün’deki “Adı belli değil, sonu belli değil” başlıklı 3 Eylül 2014 tarihli yazısıyla Mustafa Deveci
- Medya Gazetesi’ndeki “Kudüs: Kırmızı Çizgimiz İnce Sızımız” başlıklı yazısıyla Ahmet Sandal
- Avaz Türk’deki “İbibik Kuşunun yuvası ve Kudüs ruhu” başlıklı 11 Aralık 2017 tarihli yazısıyla Hakan Polat
- Diyarbakır Söz Gazetesi’ndeki “Kalk Selahaddin, Bak Yine Biz Geldik” başlıklı yazısıyla Sabri Eyigün
- Furkan Haber’deki “Ümmetimizin Hali ve Kanayan Coğrafya ‘ORTADOĞU’” başlıklı yazısıyla Murat Gülnar
- Yenikapıhaber.com’daki “Selahaddin Eyyubi-1” başlıklı 13 Ağustos 2017 tarihli yazısıyla Mehmet Sılay
Yazar Ahmet Turgut da bu hataya 9 Aralık 2018 tarihli sosyal medya paylaşımında yer vermişti.
Kim bilir, bu hataya düşen daha keşfedemediğimiz kaç tane daha yazar vardır.
Bu arada, Fransız komutan Henri Gouraud’a “Haçlı seferleri şimdi sona erdi! Uyanık Selahaddin, geri döndük!” sözünü atfeden yazarları de elimiz değmişken sıralayalım:
- Sabah Gazetesi‘ndeki “FETÖ, Haçlı Seferleri’nin Truva Atı’dır” başlıklı 7 Ağustos 2016 tarihli yazısıyla Erhan Afyoncu
- Derin Tarih Dergisi’ndeki “Üst Aklın Son Haçlı Seferindeki Ortadoğu Kozları” başlıklı (Aralık 2016) yazısıyla Mustafa İnal
- Vatan Gazetesi’ndeki “Keyfiyeler…” başlıklı 15 Ekim 2014 tarihli yazısıyla Mehmet Soysal
- Türkiye Gazetesi’ndeki “Tarih süzgecinden Suriye….” başlıklı 28 Ağustos 2012 tarihli yazısıyla M. Necati Özfatura
1 Yorum
iddia yanlış diyosunuz ama iddayı çürütecek pek te bi şey yazmamışsınız